Hikayenin kahramanı Pavarotti olarak lanse edilen Luciano Pavarotti, İtalyan asıllı bir opera tenorudur. Özellikle de modern opera öteriteleri tarafından, gelmiş geçmiş en önemli ses sanatçıları arasında görülmektedir. Ses rengi ve gücü, uluslararası çapta milyonlarca hayrana ulaşabilmesini sağlamıştır. Gözlerini dünyaya İtalya’nın Modena şehrinde 1935 yılında açan karakter, küçük yaştan müziğe karşı ilgisini göstermiştir. Kendisinin müzik deneyimi olarak ilk tecrübesi, Fernando isimli babasıyla katıldığı koro deneyimidir. Gioachino Rossini adı verilen koro ile beraber Galler'de bulunmuştur. Çevresindeki yetenekler ve özgün mücadelesi sayesinde dünya çapında isim salabilmeyi başarmıştır. Pavarotti Luciano Pavarotti’nin, akıllara durgunluk verecek yaşam hikayesini aktaracaktır. Hayatında sanatına etki eden her türlü faktör üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Kendisinin asıl çıkışını tetikleyen olay, 1990 yılında İtalya’da düzenlenen Dünya Kupası resmi şarkısını yapmasıdır. Nessun Dorma isimli eser, opera sanatının inceliklerini tüm dünyaya haykırma fırsatı yaratmıştır. Bu zamana kadar, karaktere ikonik simgesi ve temsil ettiği değerler öngörülerek, türlü ödüller takdim edilmiştir. Akademi ödülü, The Voice, The Man ve The Legend başta olmak üzere birçok ödülü kazanan, nadir sanatçılardandır. Daha öncesinden, sanatçıya dair pek sık rastlanılmayan görüntüler ve birbiri ardına gerçekleşen röportajlarda yer bulmuştur. Bu durum, kendisinin yıllar geçse bile mevcut ismini yerinde korumasını sağlamıştır. Kendisini bu derece benimsetmesi, sanatının büyüklüğünün en büyük göstergesidir. Sesiyle yürekleri titretmek konusunda fazlasıyla başarılıdır.

Hikâyede, Metallica isimli Heavy Metal müzik grubunun, San Francisco Symphony grubuyla ortaklaşa çıkacakları konser serüveni anlatılacaktır. Metallica, bunca yıldır sahnelerde göstermiş olduğu performanslar ve akıllara kazınan ölümsüz eserlerle, 7’den 70’e herkesin beğenisini kazanmıştır. Bu durum milyonlarca hayranın oluşturduğu büyük bir kitleyi ortaya çıkarmıştır. Metallica & San Francisco Symphony Metallica ile San Francisco Symphony ortaklığında gerçekleştiren konser kaydını kapsamaktadır. Konserin canlı bir şekilde kaydedilmiş olması ve performansların hatasız oluşu, izleyenleri mest etmeye yeterli olacaktır. Ayriyeten hikâyede etkinliğin sıra dışı unsurları da gösterilmeye çalışılacaktır. S&M konserleri olarak büyük dikkat çeken konser zinciri, hayranların olumlu eleştirilerine yol açacaktır. Öte yandan konserin olduğu kadar albümünde görüntülerine yer verilecektir. Binlerce insanın katılmış olduğu konserin orkestra şefliğini, yeteneği ve efsanevi oluşuyla Michael Tilson Thomas üstlenmiştir. Karakter, San Francisco’da görev yapacağı son sahnesini, Metallica ortaklığında sonlandırmak istemiştir. 6 ila 8 Eylül tarihlerinde ortaya çıkan konserin kayıtları, o anki atmosferi yansıtmakta başarılı olacaktır. Chase Center açılışının, konser ile eş değer tarihte yer alması, konserin atmosferini daha fazla yükseltecektir. S&M albümünde klasikler olarak bilinen yeni şarkılar, senfonik versiyonlarıyla sahnede sergilenecektir. Metallica, normal konserlerinde yaratmış olduğu havayı sinema salonlarında da tıka basa yansıtmaya çalışacaktır. Kendilerinin eşsiz müziklerine, ışık gösterileri ve inanılması güç olan sololar eşlik edecektir. Öte yandan senfoni ve heavy metal uyumunu görmekte kayda değer olacaktır.

Hikâyede Celeste ve Eleanor isimli iki genç kız kardeş, ön plandadır. 1999 yılı kardeşler için büyük bir trajediye sebep olmuştur. Ancak şans yüzlerine gülmüş ve sağ kurtulabilmeyi başarmıştırlar. Ailelerini anmak için uzun zaman sonra bir araya gelecektirler. Fakat, anma töreni daha çok başlarına gelen felaketlerden ders çıkarmalarını sağlayacaktır. Yaşadıklarının esintilerini yansıtacakları bir müzik kaydı planlayacaklar. Celeste, sırf bu müzikle birlikte listeleri altüst edecek. Şöhret dünyasına hızlı bir giriş yapacak. Menajerinin ustalığı da devreye girdiğinde, kendisinden beklentiler üst derecede olacaktır. Vox Lux Celeste’nin bir anda değişen hayatı ve Eleanor ile ilişkisi üzerinde durulacaktır. Celeste’nin kariyeri büyük bir hızla devam etmektedir. Ancak, şöhretin kendisinden getirileri olduğu kadar götürüleri de olmuştur. Eski iyimser bakış açısını ve davranışlarını kaybetmiştir. Bu duyguları, ABD’de ortaya çıkan bir terör eylemiyle birlikte daha farklı boyutlara ilerleyecektir. Yoğun geçen başarı dolu kariyeri, 2017 yılında daha başka sorunları ortaya çıkaracaktır. Çünkü, kendisi 31 yaşına gelmiştir. Olgun bir kadın olmuş ve dünyaya güzel bir genç kız getirmiştir. Geçmişte skandallarıyla isminden fazlasıyla söz ettirmiş ve halen geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Kariyerini ve kızını sürekli bir dengede tutabilmeyi başarmıştır. Şimdiyse eski şaşalı anlarını yakalayabileceği, 6. albümünün lansmanını düzenlemeye hazırlanacak ve sonrasında yoğun bir turne programına çıkacaktır. Küfürbazlığıyla ailesinde yer edinen karakter, hayatını yoluna koymaya çalışacaktır.

Conor isimli küçük çocuk, son derece afacandır. Ailesiyle Dublin’de yaşamaya başlayacaktır. Bu durum okul değişiklinde bulunmasından dolayı, olumsuz getiriler yaratacaktır. Yapısal olarak da birtakım problemleri bulunan Conor’un yeni okuluna ve ortama alışması son derece güç gerçekleşecektir. Sing Street Conor’un, kendine yeni bir ortam kurması üzerinde şekillenecektir. Öğretmeni ve arkadaşlarından irrite olan karakter, Raphina adındaki bir kızla göz göze geldiğinde, kalbinde kelebekler uçuşacaktır. Güzel kızı kaçırmak istemeyen Conor, dikkatini çekebileceği uğraşlar edinecektir. En sonunda müzik grubu kurmakta fikir kılacaktır. Sonrasında, yoğun ilgi görecek olan müzik grubuyla, Raphina’nında kalbini çalabilecektir. Kendisi için bir taşta iki kuş vurulmuş olacaktır. Bu sayede haberdar olmadığı yeteneğini de öğrenecektir.

Hikâye 1975 yılının Nisan ayında, Vietnam Savaşı arifesinde yaşanılan bir aşk serüvenini ele almaktadır. Kim isimli karakter, Saigon şehrinde bulunan Dreamland isimli genelevde işe girmiştir. 17 yaşındaki köylü kızın, ilk iş deneyimi olacaktır. Yarı Fransız Yarı Vietnamlı bir mühendis, kendisini fazlasıyla hırpalayacaktır. Miss Saigon 25th Anniversary Kim’in yaşamını ele alacaktır. Karakter, ilk tecrübesiz deneyiminden sonra diğer kızların hedefi haline gelecektir. Herkes, Kim ile alay etmeye başlayacak ve diğer taraftan da gecenin gösterisine hazırlanacaktır. Amerikan askerlerinin de yoğun katılımı gözlemlenmektedir. Vietnam’ı terk edecekleri için son günlerini hayat kadınlarıyla eğlenmeye ayırmıştırlar. Chris isimli ABD askeri, akranları gibi düşünmeyecek ve Kim’e tutkulu bir şekilde aşık olacaktır.

Andrew, adındaki karakteri sıradan bir üniversitede araştırma görevlisi olarak görev yapmaktadır. Müzik alanına karşı beslediği yoğun ilgi, bir dizi araştırmaya soyunmasına yol açacaktır. Bir süre önce hayatını kaybeden ünlü sanatçı Hunter Miles’in, hayatını yazmaya karar verecektir. Sanatçı hakkındaki ayrıntıları atlamak istemeyen karakter, Hannah isimli eşine ulaşmaya çalışacaktır. Başımın Belası – Tumbledown Andrew’in, Hannah ile biyografi oluşturma çabaları üzerinde duracaktır. Başına geleceklerden habersiz şekilde, Hannah’ın yaşadığı kasabaya yol alacaktır. Diğer tarafta Hannah’ta kendince kocasının hayatını yazmaya çalışmaktadır. Bu nedenle de bütün bildiklerini Andrew’e anlatmak konusunda çekinecektir. Üstelik iki karakter de birbirlerinden hiç haz etmeyecektirler. Sürpriz misafirlerinde kendilerine dahil olmasıyla, çıkış yolu bulmaya çalışacaklar.

Bob Dylan adındaki sanatçı, müzik dünyasının en bilindik simalarındandır. 1975 yılı itibariyle, kendisi tarafından büyük bir turne hazırlığına girişilecektir. Gürleyen Yıldırım Revüsü adındaki turne kapsamında, gösterilecek olan performans Bob Dylan’ın şöhretine şöhret katacak ve bugünkü mevcut kimliğini oluşturacaktır. Rolling Thunder Revue A Bob Dylan Story by Martin Scorsese Bob Dylan’ın Gürleyen Yıldırım Revüsü adındaki turne öyküsünü ele almaktadır. Bob Dylan için bu turne, kariyerinin en büyük sıçramasını yaşatacaktır. Kendisine bu zorlu yolculukta, yakın dostları Roger McGuinn, Allen Ginsberg, Jack Elliot, Bob Neuwirth ve Joan Baez’de eşlik edecektir. Hazırlık sürecinden, sahnede yaşanılanlara hatta kulise kadar efsane turnenin, barındırdığı olayları konu edinecektir.

Hikayemizdeki olayların geçtiği zaman dilimi, 2. Dünya Savaşı sonrasındadır. 1943 yılı itibariyle, Naziler bütün hatlarıyla Paris’i işgal etmiştirler. Parisli ünlü gitarist, caz müzisyeni ve söz yazarı Django Reinhardt, zorlu şartlar altında Paris’i terk etmeyi başarmıştır. Django Reinhardt, zorluklara yabancı değildir. Nitekim bu zamana kadar karşısına birçok zorlu durum çıkmıştır. Fakat elbette ki kaderini daha fazla değiştirebilecek bir sorunla ilk kez yüzleşmiştir. Sürgün Melodiler – Django Melodies Reinhardt’ın, müzik kariyerine ve sosyal yaşantısına ışık tutacaktır. Karakterimiz hem ailesinin hem de kendisinin karşı karşıya kaldığı tehlikelere rağmen, müzik tutkusunda kopamamıştır. Sürekli olarak, sanatını icra edebilmeye çalışmıştır. Uğraşları sonucunda, Avrupa Caz’ının zirvesine oturabilmeyi başarmıştır.

Hikayemizin merkezinde Metal türünde yarattıkları müzikle, Finlandiya’da kendi seviyelerinde ünlü bir grup, Impaled Rektum bulunacaktır. Karakterler, metal müzik grubunu oluştursalar da bu işi amatörce yürütmeye çalışmaktadırlar. Gündemlerindeyse, yakın zamanda Norveç’te tertip edilecek, büyük çaplı rock festivali bulunmaktadır. Impaled Rektum, bütün eforunu festivale hazırlanmak üzere sarf edecektir. Hevi reissu (Heavy Trip) Büyük bir festival için seçilen Impaled Rektum, amatör metal grubunun festival yolculuğunu konu edinecektir. Her ne kadar kendileri seçilse de grup neden seçildiklerinin farkında değildir. Başarıları şüphesiz grup menajerlerinin sayesinde oluşmuştur. Çünkü menajer, Impaled Rektum metal grubunu, Finlandiya’nın en acımasızları arasında görmektedir. Bu saatten sonra bütün rutinlerini terk eden ekip üyeleri, bir otobüse doluşarak büyük bir maceraya atılacaklar.

Hikayemizde bir çiftin, ilişki süreçleri ortaya çıkarılacaktır. Merkezinde ise Anna isimli genç bir kadın yer almaktadır. Karakter, kocası Ben ile kısa süre önce hayatını birleştirmeye imza atmış ve cicim aylarında kusursuz bir ilişki yaşamıştırlar. Fakat geride kalan yılların ardından Anna ile kocası Ben, şiddetli çatışma yaşamak zorunda kalmıştırlar. Tartışmaların şiddeti tahammül sınırlarını aştığındaysa boşanmak yerine sıra dışı bir çözüm bulacaktırlar. Band Aid (Yara Band’ı) bir çiftin, ilişkilerindeki tartışma süreçlerini, sıra dışı bir şekilde sürdürme mücadelesini irdeleyecektir. Çift, tanık oldukları kavgaları ve tartışmaları bir müzik senfonisi haline dönüştürecekler ve tekrar tekrar dinlemeye karar verecekler. Bu şekilde eğlenmeyi ve müzik kültürlerini geliştirebilmeyi amaçlayacaklar.

Hikayemiz Natasha, Mike ve Viktor isimli karakterlerin birbirleriyle ilişkisini ele alacaktır. Mike isimli karakterimiz, Rock müzik türünü icra eden başarılı bir müzisyendir. Uzun senelerdir yürüttüğü kariyeri, en güzel anılara ve başarılara eşlik etmiştir. Geçmişindeki başarılardan ilham alarak, günümüzde de güzel işlere imza atmaktadır. Karakterin karısı Natasha’yla da araları iyidir. Birbirlerine karşı büyük bir sevgi beslemektedirler. Ancak yeni tanışacakları bir karakter, bu durumu yerle bir edecektir. Leto – Yaz Mike ile Natasha’nın içinde bulunacakları ilişki bilmecesini inceleyecektir. Sıradan bir günde tanışacakları Viktor, çiftin yaşamını sonsuza kadar etkileyecektir. Viktor’un müzikle ilgilenmesi, kendisini daha çekici kılmaktadır. Bu nedenle de çiftin artık ilişkilerini sorgulama zamanları gelecektir.

Hikayemiz, Hintlilerin müzik kültürlerini yansıtacaktır. Genel olarak Hintliler çoğunlukla geleneksel müzik kültürleriyle tanınmaktadır. Fakat hikayemiz daha çok hiphop kültürünün Hindistan üzerindeki etkisini ele alacaktır. Hintliler, raple tanıştıktan sonra birbirleriyle rekabeti iyice arttırmışlardır. Gully Boy filmi, Hindistan’ı kasıp kavuran rap çılgınlığını ve rapçileri konu edinmektedir. Rapin köklü bir tarihinin bulunması, Hintlilerin bu müzik türünü kabul edebilmelerinden önemli ve etkili olmuştur. Hikayemizin ana kahramanı da kendi çapında rap yapmaktadır. En büyük hayali, bir gün herkesin saygı gösterdiği bir rapçi olabilmektir. Sokakta başladığı kariyer yolculuğu çeşitli yarışmalara katılmasıyla birlikte başarılı bir ivme yakalayacaktır. Üstelik kariyerinin yanında yeni bir aşka yelken açması, motivasyonunu daha fazla yükseltecektir.

Hikayemiz müziğe aşırı büyük tutkularla bağlı olan bir gencin başından geçenleri konu edinecektir. Deni Maroon isimli karakterimiz, bütün hayatını en büyük tutkunu olduğu müzik çevresinde kurmuştur. Kendi çapında, son derece başarılı bir şekilde çeşitli türden festivaller organize etmektedir. Fakat her yeni organizasyonunda çitayı biraz daha fazla yukarıya taşımak istemektedir. Guava Island – Guava Adası filmi, tropik bir adada gerçekleşecek bir festivali işlemektedir. Bunun içinde zaman zaman tehlikeli kararlar alabilmektedir. Son organizasyonu ise bir ada konseptinde gerçekleşecektir. Karakter, bu organizasyonu düzenleyerek ada sakinlerinin ruhunu serbest bırakmaya çalışacaktır. Üstelik bu zorlu süreçte, hayatına bir de kadın karakter dahil olacak ve bundan sonrasını onun içinde kontrolde tutmaya çalışacaktır.

Klişelere, Queen grubuna ve müziklerine karşı çıkan ve kuralları çiğneyerek dünyadaki en sevilen sanatçılardan birine bürünüp solistlere saygı duruşu özelliği taşıyor. Bohemian Rhapsody Filmi sembolleşmiş şarkıları, devrimci sesiyle birlikte grubun gök bilim teriminin ünlenmesine, Mercury' nin yaşam şeklinin raydan çıkması ile oluşan çatışmaya ve hayatını tehlikeye atan rahatsızlığına karşın Mercury' nin rock müzik tarihinin en önemli performanslarından birinin grubuna liderlik ediyor. Live Aid konserinin arifesinde üstünlük sağlamış bir birleşme süresince yayılıyor. Bu süreçte de, hep bir aile gibi olan ve günümüzde dışlananlara, hayalperestlere ve müzikseverlere ilham kaynağı olmaya devam eden bir grubun kalıtını kuşatıyor.